Ankara'da Toz Taşınımı Çalıştayı Yapıldı
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel
Müdürlüğü organizasyonu olarak Orman Genel Müdürlüğü ve Meteoroloji Genel
Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen ve 20 yabancı ülkenin katılımıyla
gerçekleşen “Meteoroloji, Toz Taşınımı, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele” konulu
uluslararası çalıştay 26 Kasım 2012 Pazartesi günü Ankara’da yapılmıştır.
Çalıştayın açılış konuşmaları; Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü
Hanifi AVCI, Meteoroloji Genel Müdürü İsmail GÜNEŞ, Orman Genel Müdürü Mustafa
KURTULMUŞLU ve Orman ve Su İşleri Bakanımız Prof.Dr. Veysel EROĞLU tarafından
yapılmıştır.
Türkiye İşbirliğine ve Projelere Hazır
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi AVCI, 20 ülkeden gelen katılımcıları selamlayarak başladığı açılış konuşmasında ilk olarak ülkeler arası işbirliğine vurgu yapmıştır. Dünyanın %30’unun çölleşme tehdidi altında olduğunu söyleyen Genel Müdür Avcı, iklim değişikliği ile çölleşmenin giderek daha büyük bir sorun halini aldığını ve bu olumsuz etkilerin artmasında insan etkisinin büyük olduğunu ifade etmiştir.
Genel Müdürlüğünün Uluslararası arenada ÇABUK ve Orta Asya Projeleriyle bir çok çalışma yürüten bir Kurum olduğunu ifade etmiş, çalıştay sonucu bir çok ülkeyle ikili ilişki içerisinde olacaklarını belirtmiştir. Son yıllarda küresel afetlerle de kendini hissettiren bu sorunlara karşı dayanışmanın önemini belirten Genel Müdür Hanifi Avcı, dünyadaki küresel sorunlara küresel çözümler üretmek adına, aynı sorunları yaşayan ülkelerin ortak çözümler bulması açısından bu çalıştayın önemli olduğunu, dost ve kardeş ülkelerle bilgi paylaşımı ve işbirliğine hazır olduğumuzu ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Hanifi AVCI, 20 ülkeden gelen katılımcıları selamlayarak başladığı açılış konuşmasında ilk olarak ülkeler arası işbirliğine vurgu yapmıştır. Dünyanın %30’unun çölleşme tehdidi altında olduğunu söyleyen Genel Müdür Avcı, iklim değişikliği ile çölleşmenin giderek daha büyük bir sorun halini aldığını ve bu olumsuz etkilerin artmasında insan etkisinin büyük olduğunu ifade etmiştir.
Genel Müdürlüğünün Uluslararası arenada ÇABUK ve Orta Asya Projeleriyle bir çok çalışma yürüten bir Kurum olduğunu ifade etmiş, çalıştay sonucu bir çok ülkeyle ikili ilişki içerisinde olacaklarını belirtmiştir. Son yıllarda küresel afetlerle de kendini hissettiren bu sorunlara karşı dayanışmanın önemini belirten Genel Müdür Hanifi Avcı, dünyadaki küresel sorunlara küresel çözümler üretmek adına, aynı sorunları yaşayan ülkelerin ortak çözümler bulması açısından bu çalıştayın önemli olduğunu, dost ve kardeş ülkelerle bilgi paylaşımı ve işbirliğine hazır olduğumuzu ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
Meteoroloji Genel Müdürü İsmail GÜNEŞ yapmış olduğu açılış konuşmasında, Ülkemiz’de Dünya Meteoroloji Örgütü-Atmosfer Araştırmaları ve Çevre Programı
(WMO-AREP) bünyesinde, Kum ve Toz Fırtınası Uyarı Danışma ve Değerlendirme
Sistemi oluşturulduğuna dikkat çekmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak uluslararası
işbirliğine önem verildiğini, teknolojik altyapının geliştirildiğini, 200’den
fazla uzmana eğitim verildiğini ve uluslar arası organizasyonların
gerçekleştirildiğini belirtmiştir.
Orman Genel Müdürü Mustafa KURTULMUŞLU dünyanın dört bir yanından gelen
ülke katılımcılarını selamlayarak başladığı konuşmasında; 2.400.000 ha arazinin ağaçlandırılmasıyla
erozyonun ve toz taşınımının önüne geçilmeye çalışıldığını belirtmiştir.
Ormansızlaşmada insan etkisini vurgulamış, gelişen dünyada insanların tek
millet haline geldiğini ve yaşanan olumsuz gelişmelerin tüm insanlığı
etkilediğini söylemiştir.
Uluslararası çalıştayın açılış
konuşmalarında son olarak söz alan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel
EROĞLU yaptığı konuşmada, ortak çalışmalara ve bilgi alışverişine her zaman
hazır olduklarını ifade ederek, bütün ülkelere ağaçlandırma, fidan üretimi,
orman yangınlarıyla mücadele konularında yardımlarda bulunduklarını ve eğitim
çalışmaları yaptıklarını ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 2009
yılında, Kopenhag'da düzenlenen Küresel İklim Değişikliğiyle İlgili Taraflar
Toplantısı'nda, zengin ülkelerce bir fon oluşturularak, fakir ülkelerde
ormanların yok olmasının önlenmesi konusunda bir öneride bulunduğunu,
kendisinin de bunu Meksika'nın Cancun kentindeki toplantıda dile getirdiğini
hatırlatan Prof. Dr. Eroğlu, ama maalesef hiç kimsenin bu konuda bir şey
yapmadığını söyledi. Şu ana kadar DSİ Genel Müdürlüğü'nün, TİKA
ile birlikte Afrika'da bir milyon kişiye su getirdiğini aktaran Orman ve Su
İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Türkiye'nin, fakir ülkelere geçen yıl
itibarıyla 1,5 milyar dolarlık yardım yaptığını belirtti. Küresel iklim değişikliğinin pek çok
problemi beraberinde getirdiğini hatırlatan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu konuda
geç kalınmadan mücadele etmenin ve ülkeler arasındaki işbirliğinin
geliştirilmesinin önemine işaret etti. Akdeniz havzası, Ortadoğu, Afrika ve Orta
Asya'nın bazı kesimlerinin iklim değişikliğine en fazla maruz kalan alanlar
olduklarını dile getiren Prof. Dr. Eroğlu, geliştirilen toz taşınım
modelleriyle yapılan tahminlerin, toz taşınım yollarının belirlenmesi ve
gerekli tedbirlerin alınması konusunda son derece önemli olduğunu dile getirdi.Antalya'da kurulan Orman Yangınlarıyla
Mücadele Eğitim Merkezi'nin açılışının, 12 Aralık 2012'de Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan tarafından gerçekleştirileceğini hatırlatan Orman ve Su İşleri Bakanı
Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu tarihte açılışı yapılacak tesislerin toplam
maliyetinin ise yaklaşık 16 milyar lira olduğunu aktardı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nde son
yıllarda gerçekleştirilen atılımları da anlatan Prof. Dr. Veysel Eroğlu,
meteoroloji çalışmaları konusunda Türkiye'nin önemli bir yere geldiğini
kaydetti.Erozyonun temel sebebinin arazinin çıplak
olması ve ormansızlık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Eroğlu, bunu önlemede
ağaçlandırma ve meraların ıslah edilmesinin önemine dikkati çekti. Bu kapsamda 2008 yılında Ulusal
Ağaçlandırma Seferberliği'nin başlatıldığını ve bunun devletin politikası
olarak belirlendiğini belirten Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel
Eroğlu, seferberlik kapsamında, 2012 yılı sonuna kadar 2,3 milyon hektarlık
alanda ağaçlandırma yapılması hedefini koyduklarını hatırlattı. Bu konuda toplumun da harekete geçmesi ile
bütün bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarının hedefe
kilitlendiğini belirten Prof. Dr. Veysel Eroğlu, planlanan hedefleri her yıl
aştıklarını ve sonuç olarak 2,4 milyon hektar alanın ağaçlandırılacağını
anlattı. Fidan üretiminin ise geçmiş yıllarda
yaklaşık 70 milyon olduğunu aktaran Prof. Dr. Eroğlu, bugün bu rakamın 500
milyon olduğunu, bunu ileride 700 milyona çıkartmayı hedeflediklerini
söyledi.
Sadece ağaçların dikilmesinin yeterli olmadığını,
bunların bakımının ve büyütülmesinin de önemli olduğunu dile getiren Orman ve
Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, vatandaşların desteğinin sağlanması
için eğitimin şart olduğunu ifade etti. Seferberlik kapsamında, 2 milyar fidanın
toprakla buluştuğunu vurgulayan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 2013 yılından itibaren
yeni bir seferberlik hazırlanacağını, bu kapsamda vatandaşlara gelir getirici,
ceviz, badem ve tıbbi aromatik bitkilerin seferberlik kapsamına alındığını
aktardı. Afyonkarahisar'da, Tıbbi Aromatik Bitkiler
Araştırma Merkezi oluşturduklarını anlatan Prof. Dr. Eroğlu, bu konuda da
isteyen ülkelere her türlü katkının sağlanacağını kaydetti. Kurak bölgelerde, çöl iklimine uygun
fidanlar üretilmesi konusundaki çalışmalara da değinen Orman ve Su İşleri
Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Iğdır'da yaşanan rüzgar erozyonuyla mücadele
kapsamında bölge şartlarına uygun bir şekilde Ebu Cehil çalıları diktiklerini
ve çalışmaların olumlu sonuç verdiğini belirtti.
Orta doğu, Orta Asya, Afrika'da Katılımcılar Sunumlarını Yaptılar ve Ülkemizden Beklentilerini Açıkladılar
Açılış konuşmalarının ardından ülke sunumlarına geçilen çalıştayda ilk olarak ülkemizin tanıtım filmi sunuldu. Ardından Kırgızistan, Lübnan, Suudi Arabistan, Tunus, Yemen ve Mısır’ın ülke sunumları gerçekleştirilmiştir.
Açılış konuşmalarının ardından ülke sunumlarına geçilen çalıştayda ilk olarak ülkemizin tanıtım filmi sunuldu. Ardından Kırgızistan, Lübnan, Suudi Arabistan, Tunus, Yemen ve Mısır’ın ülke sunumları gerçekleştirilmiştir.
Çalıştay kapsamında 28 Kasım 2012
tarihinde Konya Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma İstasyonu
(Karapınar) ve Altınova Tarım İşletmesi Müdürlüğü’ne arazi gezisi
düzenlenecektir.
Toz Taşınımı Ne Demek?
Konu hakkında literatürde bir çok çalışma bulunmaktadır fakat bu konuya biraz eğilmek gerekirse toz taşınımının ne gibi sonuçları olduğunu görmek gerekir.
Fırat Üniversitesi, İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Coğrafya Bölümü, öğretim görevlilerinden; Harun Reşit BAĞCI ve M. Taner ŞENGÜN'ün yaptıkları 'Çöl Tozlarıın Beşeri Çevre ve Bitkiler Üzerindeki Etkileri' adlı çalışmalarında; "Ülkemize her yıl belirli periyotlarla çevresindeki çöllerden toz taşınımı gerçekleşmektedir. Özellikle ilkbaharda Mart, Nisan, Mayıs aylarında en fazla olmak üzere yıllık ortalama 20 milyon ton toz yaş veya kuru olarak ülkemize çökelmektedir. Afrika’nın kuzeyindeki Büyük Sahra çölünden kaynağını alan yıllık 80 milyon ton tozun ise rüzgârlar vasıtasıyla Amazon bölgesine taşındığı ve buradaki bitkilerin büyümesine katkı sağladığı bilinmektedir. Başlangıçta ülkemizde kurak bölgelerdeki rüzgâr erozyonu sonucunda ortaya çıktığı düşünülen bu kızıl kumların ülkemizin çevresindeki Büyük Sahra, Arabistan, İran ve Suriye çöllerinden taşındığı yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
Son yıllarda bilim insanlarının yaptığı çalışmalar ülkemize yakın çevresinde bulunan başta Sahra olmak üzere İran, Suriye ve Arabistan çöllerinden rüzgârlar vasıtasıyla her yıl 20 milyon ton toz taşınımının gerçekleştiğini ortaya çıkarmıştır. Rüzgârlar vasıtasıyla çöllerden kalkarak atmosfere karışan boyutları mikronlarla ifade edilen ince toz partikülleri atmosferik taşınım ile çok uzak bölgelere kadar taşınmaktadır. Aynı zamanda çökeldiği ortamlarda insanlar ve vejetasyon üzerinde çeşitli etkiler bırakmaktadır. Bütün bunlar çöllerin önemsiz kum yığınlarından ibaret alanlar olmadığını doğal sistemler içerisinde önemli olumlu veya olumsuz işlevler gördüğünü ortaya koymaktadır. Çöl tozları, insanların migren, astım gibi bazı rahatsızlıklarını tetiklerken solunum yolu hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık probleminin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bunun yanında ulaşım, turizm gibi ekonomik faaliyetlerin aksamasına günlük hayatın zorlaşmasına ve soluduğumuz havanın kalitesinin düşmesine de neden olmaktadır. Bitkiler üzerine kuru veya yağışlarla yaş olarak çökelen çöl tozları içerisinde barındırdığı demir, alüminyum gibi minerallerle bitkilerin gelişimini hızlandırdığı kültür bitkilerinin verimini artırdığı gibi bitkilerin yaprak yüzeylerini kaplayarak, stomalarını tıkayarak fotosentez ve solunum yapmalarını da engelleyebilmektedir. Bu yönüyle çöl tozları bitkiler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler bırakabilmektedir. Bu çalışmada; çöl tozlarının beşeri çevre ve bitkiler üzerinde ne gibi etkiler bıraktığı üzerinde durulmuştur.
URL: http://www.marmaracografya.com/pdf/25.21.pdf
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..