Orman ve Su İşleri
Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının birlikte düzenlediği II. Uluslararası Katılımlı Kuraklık ve Çölleşme Sempozyumu Hilton
Garden Inn otelde 16 Eylül tarihinde yapılan açılışla başladı. Kurumların ve uzmanların çölleşme ve kuraklıkla ilgili çalışmalarını ve kapasitelerini ortaya koydukları bu sempozyum etkin katılımla bir anlamda Çölleşmeyle Mücadele Taraflar Konferansına hazırlık anlamında önemli bir programdır.
Sempozyuma; Vali Muammer Erol, Konya Milletvekili Mustafa
Kabakçı, Karatay Kaymakamı Mustafa Altıntaş, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın,
Büyük Şehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Çalık, Orman Genel Müdürü
İsmail Üzmez, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü (ÇEM) Hanifi Avcı,
Tarımsal Araştırmalar Genel Müdür Yardımcısı Ali Osman Sarı, BM Çölleşme ile
Mücadele ve BM Gıda ve Tarım Örgütü temsilcileri, 17 ülkeden 30 katılımcı,
öğretim üyeleri ve basın mensupları katıldı.
“Eylem Planıyla 400 tane barajın ve göletin
etrafını ağaçlandırarak hem orayı yeşillendireceğiz hem de barajların ömrünü
uzatacağız. Ayrıca, Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı şu anda
227 adet sel havzasında çalışıyoruz.”
Çölleşme ve kuraklıkta toprağın korunmasında arazide en
aktif şekilde mücadele eden bir kurum olduklarını, Türkiye'de çölleşme deyince
akla Konya ve Karapınar ilçesinin geldiğini belirterek sempozyumun burada
yapılmasının manidar olduğunu söyleyen Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez: “ Çölleşme, toprak ve iklim
değişikliğinde bu toprağın korunmasında bütün kurumların elbirliği içinde
çalışması gerekir. Bitki örtüsünün korunması ve çeşitliliğin arttırılması için
175 yıldır çalışmaları devam eden bir kurumuz.”
Orman
Genel Müdürü İsmail Üzmez, "2002
yılından 2014 yılına kadar Türkiye’de orman alanları 900 bin hektar
artmıştır. Basında hep şu söylenir. Ormanlar ve yeşil alanlar azalıyor,
çölleşme hızla geliyor diye. Oysaki Türkiye’de orman alanları
artmıştır. Bugün itibariyle ülkemizin yüzde 27’si orman alanıdır.
2023 yılında bu alanı yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyoruz"
dedi. Türkiye'de çölleşme deyince akla Konya ve Karapınar ilçesinin geldiğini
belirterek sempozyumun burada yapılmasının manidar olduğunu söyledi. Toprağın
en değerli tabii kaynak olduğunu ve dünyadaki savaşların da sebebi olduğunu
vurgulayan Üzmez, kurumunun yaptığı çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi: "Orman Genel Müdürlüğü 2008 ve 2013 yılları
arasında Başbakanımız, şimdiki Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ağaçlandırma
seferberliğini başlatmış ve 2 milyon 429 bin hektar alanda 2 milyar fidan
dikerek bu araziyi yeşillendirmiştir. Bu kampanya bittikten sonra bakanlığımız
3 tane proje yaptı. Bunlardan bir tanesi Erozyonla Mücadele Eylem Planı.
Bu, 2013-2017 yılları arasında uygulanacak ve 1 milyon 400 bin hektar
alanda teknik çalışmalar yapılacak ve yapılmaya başlandı. Ayrıca barajların
daha uzun ömürlü olması, havzaların dolmaması için Baraj Havzaları Yeşil Kuşak
Ağaçlandırma Eylem Planı hazırlandı. Bu eylem planı ile yaklaşık
400 tane barajın ve göletin etrafını ağaçlandırarak hem orayı yeşillendireceğiz
hem de barajların ömrünü uzatacağız. Ayrıca, Yukarı Havza Sel Kontrolü
Eylem Planı yapıldı. Türkiye’deki bütün havzaları ÇEM Genel
Müdürlüğü tarafından planlandı ve bize ulaştı. Uygulamasını Orman Genel
Müdürlüğü yapıyor. Şu anda 227 adet sel havzasında 41 milyon 300 bin dekar
alanda çalışmalarımız devam ediyor."
Türkiye'nin
fidan dikimi ve ağaçlandırma konusunda ayağa kalktığını belirten Üzmez, "Türkiye’de 1946 yılından buyana 7
milyon 635 bin hektar alanda ağaçlandırma çalışması yapılmış. 7
milyar 100 milyon fidan dikilmiş. 68 yılda yapılan çalışmanın yüzde
52’sine tekabül eden 3 milyon 949 bin hektar alan son 11 yılda
yapılmıştır. Bu sürede 3 milyar fidanı toprakla buluşturmuştur.
2002 yılından 2014 yılına kadar Türkiye’de orman alanları 900 bin hektar
artmıştır. Basında hep şu söylenir. Ormanlar ve yeşil alanlar azalıyor,
çölleşme hızla geliyor diye. Oysa ki Türkiye’de orman alanları
artmıştır. Bugün itibariyle ülkemizin yüzde 27’si orman alanıdır.
2023 yılında bu alanı yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyoruz" diye
konuştu.
“Dünya çocuklarımızın ve torunlarımızın emanetidir”
Tüm dünyanın derdi olan
bu soruna çözüm üretmeye gelen herkese teşekkür ederek konuşmasına başlayan Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlar dünyayı iki türlü
algılıyorlar; dünya çocuklarımızın ve torunlarımızın emanetidir diyerek sahip
çıkanlar ya da bir miras olarak görüp hovardaca kullananlar. Torunlarımızın
emaneti olarak gördüğümüz dünyayı daha yeşil ve daha yaşanılabilir bir hale
getirip torunlarımıza devretmeyi düşünüyoruz.”
“Doğal kaynakların yönetimi için kurumlar ve sektörler arası koordinasyon ile multi disiplinli anlayışı
geliştirmek zorundayız.”
İklim değişikliğinin kuraklık ve sıcaklık
artışı olarak karşımıza çıktığını, ülkemizin de kuraklık anlamında
etkileneceğini öte yandan sıcaklık artışlarının da olduğunu söyleyen Tarımsal Araştırmalar Genel Müdür Yardımcısı Ali Osman Sarı:
“Çevreyi korumazsanız sürdürülebilir bir
tarım ve insanların yeterli ve dengeli beslenmesi mümkün olamaz. İşimiz zor;
çünkü gıda üretimini tehdit eden başka etkenler de var. Yalnız ülkemizde değil
dünyada da durum çok farklı değil. Köylerde insan kalmadı. 2050’de dünya
nüfusunun %75’i şehirlere yerleşecek.” dedi. Ülkemizin son yıllarda ekonomik
olarak bir sıçrama yaşadığını özellikle son 12 yılda Avrupa’da tarımda birinci
ülke haline geldiğimizi söyleyen Ali Osman Sarı; Sadece biz nereye kadar her
şeyi yapabiliriz ki. Bu yüzden TAGEM AR-GE, üniversiteler ve özel sektöre
projeler veriyoruz. Bu projeleri maddi olarak destekliyoruz. TAGEM AR-GE ve alt
yapının özel sektöre açılmasını önemli görüyoruz Her şeyi tek başımıza
yapamayız.” diyerek konuşmasını sürdürdü.
“Toprağı
Değil, Bitkiyi Sulayın”
Ne zaman toprağı değil bitkiyi sulayan
sistemlere geçersek, suyu verimli kullanırsak o zaman çölleşme ile
mücadele etmiş oluruz.
Türkiye topraklarının
%70’i çölleşmeye duyarlı, Toprağın verimi düşünce çölleşme de başlamıştır. Çöl
olunca mı müdahale etmemiz gerekir? En başta daha sorunun başlangıcında
müdahale etmemiz gerektiğine dikkat çeken ve çölleşmeyle mücadele konusunda 5
yıldır uluslararası eğitim verdiklerini vurgulayan Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü (ÇEM) Hanifi Avcı: Türkiye'nin
yüzde 70'inin potansiyel ve iklim açısından çölleşmeye duyarlı olduğunu ifade
ederek, arazi ve toprak yapısı bakımından ise yüzde 90'ının çölleşmeye duyarlı
halde bulunduğunu vurguladı.
Avcı,
"Su kaynaklarını iyi bir şekilde
kullanamazsak çölleşme ile mücadele de dezavantaja dönüşebiliyor. Ne zaman
toprağı değil bitkiyi sulayan sistemlere geçersek, suyu verimli
kullanırsak o zaman çölleşme ile mücadele etmiş oluruz. Çölleşme gıda
güvenliği açısından da büyük bir tehlike arz ediyor. Özellikle kurak
memleketlerde yaşayan insanlar göç ediyor. Bu da güvenliği tehlikeye
atıyor" dedi.
“İnsan gibi toprağın da restorasyonu gerekir”
Sempozyumda KOP İdaresi Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Babaoğlu, 62. Hükümet Programı'na giren ve yakında açıklanması beklenen
KOP Eylem Planı kapsamında KOP Bölgesi'nde Sürdürülebilir Su ve Tarım Yönetimi
konusunda yapılacaklar bildirisiyle "Tarımda değişim, Bölge'de
dönüşüm"ü anlattı.
Tıpkı
insanlar gibi toprağın da restorasyonunun önemli hale geldiğini vurgulayan
Başkan Babaoğlu: “Sulama ve arazi
toplulaştırması başta tarım altyapılarının modernizasyonu, hayvancılık, yem
üretimi, ova ve dağlık alanlarda kırsal kalkınmanın tarım ve çevre ile ilgili
KOP Eylem Planı’nın ana omurgasını oluşturmaktadır. Buradan bir çağrıda
bulunmak istiyorum. Türkiye ve insanımızın restorasyonu gibi ülkemizin tarım
topraklarının da restorasyonunu gelin birlikte yapalım. Ayrıca doğrudan ekimin
yaygınlaşması, anız yakılmasını önüne geçilecek, topraklar ıslah edilecek,
yağışlarla daha fazla su tutulacak ve çölleşme önlenecektir. İşte bu yüzden
toprakların restorasyonunu önemsiyoruz” diye konuştu.
‘Toprak ve su varsa hayat var’ sloganıyla öne çıkan Sempozyumda;
Kuraklık, Çölleşme ve Etkileri, Erozyon ve Etkileri, İklim Değişikliği ve Doğal
Kaynaklar, Arazi Yönetimi, Mera ve Mera Yönetimi, Toprak İşleme Yöntemleri,
Sulama Sistemleri ve Su Kullanım Etkinliği, Ekoloji ve Biyo çeşitlilik,
Kuraklık ve Çevre Sorunları, Doğal Kaynaklar Ekonomisi ve Kalkınma, Kuraklık ve
Çölleşmenin Sosyo-Ekonomik Etkileri, UA ve CBS İle Yaklaşımlar, Modelleme, vb.
konular ele alınacak.
Ülkemizin çölleşme ile mücadele ve ormancılık alanında sahip olduğu bilgi birikimini paylaşmak maksadıyla; Bakanlığımız ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile işbirliği halinde her yıl uluslararası eğitim programı tertiplenmektedir. Bu eğitim programı ile Ülkemiz, gerçekleştirmiş olduğu faaliyetleri ve tecrübelerini; Afrika, Orta Asya, Balkanlar ve Orta Doğu ülkeleri ile paylaşmak ve ülkelerin bu konulardaki kapasitesini artırmak gayesindedir. Sempozyumdan sonra Çölleşmeyle Mücadele Uluslararası eğitimiyle program devam edecektir.
Ülkemizin çölleşme ile mücadele ve ormancılık alanında sahip olduğu bilgi birikimini paylaşmak maksadıyla; Bakanlığımız ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile işbirliği halinde her yıl uluslararası eğitim programı tertiplenmektedir. Bu eğitim programı ile Ülkemiz, gerçekleştirmiş olduğu faaliyetleri ve tecrübelerini; Afrika, Orta Asya, Balkanlar ve Orta Doğu ülkeleri ile paylaşmak ve ülkelerin bu konulardaki kapasitesini artırmak gayesindedir. Sempozyumdan sonra Çölleşmeyle Mücadele Uluslararası eğitimiyle program devam edecektir.
0 Yorumlar
Yorumunuz İçin Teşekkürler..